Küresel dünyada kadınlar genellikle şiddet, cinayet, ekonomik, siyasal, toplumsal eşitsizlik gibi pek çok habere konu olmakta. Ancak bütün bu mağduriyet hikâyelerinin arkasında bir başka gerçek var. Göz ardı edilen, hiç tartışılmayan dehşet verici bir gerçek. O da kadın ticareti. Çeşitli operasyonlarla ele geçirilen çete üyelerinin uyuşturucu, silah kaçakçılığı gibi suçları sıralanırken, bu çetelerin özellikle kadınları fuhuşa sürüklemesi önemsiz bir mesele gibi satır aralarına sıkıştırılıyor.
Oysa insan ticaretinin dünyada en hızlı büyüyen, yasa dışı endüstrilerden biri olduğunu raporlar doğruluyor. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç ile Mücadele Ofisi’nin derlediği bir rapora göre, uyuşturucudan sonra oluşturulan en büyük pazar bu. 40 milyonun üzerinde insan bu pazarın mağduru. İnsan ticareti mağdurları içerisinde alınıp satılan hatta kiraya verilen kadın ve kız çocuklarının oranı yüzde 71 civarında. Küresel insan ticaretinin yıllık geliri ise yaklaşık 150 milyar doları bulmakta.
★ ★ ★
Söz konusu rapora göre; savaşlar, iç çatışmalar, yoksulluk gibi faktörler, kitlesel göçlerin doğurduğu mağduriyetler, çeteler için uygun fırsatlar sunmakta. İnsan ticaretinde kadınlar daha çok “seks işçisi” olarak çalıştırılırken, “zorla evlendirme” ve “ev işçiliği” gibi çeşitli şekillerde de sömürülüyor. Özellikle mülteci kadınlar, farklı ülkelere götürülüp satılıyorlar. Bu sebeple kadın ticareti yapan çeteler genellikle organize bir şekilde hareket ediyor. Bu kadınların aileleriyle veya tanıdıklarıyla iletişim kurmaları engelliyor, pasaportlarına el konuyor. Korku, tehdit ve şiddet kullanarak bu kadınları sürekli kontrol altında tutuyorlar. Gece kulüpleri, masaj salonları, eskort ajansları ve benzeri yerlerde fuhuşa zorlanıyorlar.
★ ★ ★
ABD hükümetinin her yıl yayımladığı insan kaçakçılığı raporlarında da Afganistan, Cezayir, Myanmar, Çin, İran, Nikaragua, Kuzey Kore, Rusya, Güney Sudan, Suriye, Türkmenistan ve Venezuela gibi ülkeler değerlendirmeye alınıyor. Bu raporlara göre mesela Myanmar, Vietnam gibi ülkelerden kaçırılan kadınlar, Çin’e getirilerek satılıyor. Suriye ve komşu ülkelerden Avrupa’ya gitmek isteyen göçmenler ise en fazla insan ticaretine maruz kalan mağdurlar arasında yer alıyor.
★ ★ ★
Hiçbir şey yapılmıyor da değil. Örneğin yakın bir tarihte BBC Africa Eye ekibinin hazırladığı bir belgeselde Malavi hükümetinin girişimleriyle, üstelik tacirlere 160 bin dolar ödenerek Umman’a çalışmaya giden ancak insan tacirlerinin eline düşen kadınlar kurtarıldı. Türkiye’de uyuşturucu operasyonlarında yakalanan çetelerin kadınların fotoğraflarından katalog bastırıp pazarladıkları tespit edildi. İtalya’da birçok mafya liderinin kadın ticareti ve fuhuşla bağlantılı olduğu ortaya çıkarıldı. Nijeryalı bir çetenin, yasa dışı yollardan kadınları başka ülkelere götürerek seks işçisi olarak çalıştırdıkları da…
★ ★ ★
Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle kadın ticareti açısından hem kaynak hem de transit ülke konumunda. Türkiye’deki çetelerin de Suriye Ukrayna, Rusya, Gürcistan, Romanya, Azerbaycan, Moldova ve Bulgaristan bağlantılı kadın ticaretiyle ilişkili olduğu biliniyor. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun insan ticareti raporunda mağdurların yaklaşık yüzde 60’ının cinsel sömürü, yüzde 25’nin iş gücü sömürüsü, yüzde 10’nun zorla dilendirme ve yüzde 5’nin zorla evlendirme mağduru olduğu belirtiliyor.
Dolayısıyla çeteler sadece uyuşturucu ve silah kaçakçılığı gibi suçları işlemiyor, insan ticareti yapıyor. Ve maalesef, günümüzde bile özellikle kadınlar ve çocuklar insan ticaretine maruz kalmaya devam ediyor ve bu korkunç gerçek genellikle görmezden geliniyor.
Görmek için yoksa şöyle mi yazmalıyız: “Bugün dünya insan ticareti pazarında 40 milyon insan alındı, satıldı, kiraya verildi.”