Sabah yazarı Bercan Tutar, “Çin’in ezber bozan Gazze stratejisi” başlıklı yazısında bu konuya yer verdi.
“İsrail ve suç ortağı ABD’nin Gazze’deki vahşetine karşı çıkarak net bir duruş sergileyen Çin, bu tavrıyla tarihinde bir ilke de imza attı.” diyen Tutar, “Çünkü Çin, geleneksel olarak ülkesi dışındaki krizlere müdahalede bulunmamayı temel ilke sayan bir anlayışa sahip. Ancak Hamas’ın 7 Ekim’deki Aksa Tufanı taarruzundan sonra İsrail’in Gazze’de başlattığı soykırıma karşı sesini yükselten Pekin, katledilen masum Filistinlilerin haklarına sahip çıkarak dış politikasının temeli olan ‘stratejik sessizlik’ ilkesini terk etti.” ifadelerini kullandı.
Tutar şöyle devam etti:
“Bu bağlamda Gazze krizi her açıdan Çin’e yeni Ortadoğu stratejisini hayata geçirmek için uzun zamandır beklediği tarihi bir fırsat sunuyor.
Zira şimdiye kadar İsrail-Filistin sorunu Çin’i pek etkilemiyordu. Ancak şimdi ABD’nin Gazze ve Ortadoğu’ya dair yeni planları Çin’in iç ve dış politika hedeflerini doğrudan tehdit ediyor.
Pekin’in Gazze’de belirginleşen Ortadoğu’ya yönelik yeni jeopolitik ilgisinin ilk hedefi ABD’nin İsrail’le bölgeye dayattığı dehşet dengesini yok etmek. Zira Çin, Ukrayna ve Gazze krizlerini ‘değişim yüzyılının’ doğum sancıları olarak görüyor.
Dolayısıyla Çin, ABD’nin İsrail maşasıyla Ortadoğu’yu tek başına yönetmesine karşı. Reel-politik parametrelerden bakınca Çin’in bölgeyle ilgilenmekte biraz geç kaldığını, yeni dönemde Ortadoğu’ya yönelik pro-aktif politikasını daha da ‘agresifleştirmek’ zorunda kalacağını söylemek lazım. Jeopolitik dinamikler ve büyük güç rekabeti bunu gerektiriyor. Ve bu yeni durum en çok da Filistin’in makûs talihini kökten değiştirecektir.”