Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Belçika’da Stêrk TV ve Medya Haber TV’nin haber stüdyolarının basılması ve Ankara ile İstanbul’da gazetecilerin gözaltına alınmasına dair yazılı açıklamalar yaptı.
MKG: GAZETECİLER DERHAL SERBEST BIRAKILSIN
MKG tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Bu sabah İstanbul ve Ankara’da birçok gazetecinin gözaltına alındığı haberini öğrenmiş bulunmaktayız. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan ve gerekçesi henüz kamuoyu ile paylaşılmamış olan bu soruşturma kapsamında gerçekleştirilen gözaltılar, basın özgürlüğüne yönelik kabul edilemez bir müdahaledir. Gazetecilik, demokratik toplumların vazgeçilmez unsurlarından biridir. Gazeteciler, kamuoyunu bilgilendirme görevini yerine getirirken karşılaştıkları bu tür keyfi uygulamalar, tüm toplumu ilgilendiren ciddi bir hak ihlalidir.
Bu gözaltılar, sadece gözaltına alınan gazetecilerin değil, toplumun haber alma özgürlüğüne yapılmış bir saldırıdır. Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) olarak, tüm ilgili makamları, gazetecilere yönelik bu baskıları sona erdirmeye ve basın özgürlüğünü korumaya davet ediyoruz. Ayrıca, ulusal ve uluslararası insan hakları kuruluşlarını, gazetecilerin haklarını savunmaya ve bu keyfi uygulamalara karşı çıkmaya çağırıyoruz. Gözaltına alınan gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz”
DFG: TOPLUMU HAKİKATLE BULUŞTURMAYA DEVAM EDECEĞİZ
DFG tarafından yapılan açıklamada da, Belçika’da yapılan baskınlarda Stêrk TV ve Medya Haber TV’nin haber merkezi stüdyolarına baskın yapıldığı ve materyallerine el konulduğuna dikkat çekildi. Ankara ve İstanbul’da yapılan ev baskınlarda da gazetecilerin gözaltına alındığının altı çizilen açıklamada, “Öncelikle, Kürt Gazeteciler Günü olan 22 Nisan tarihinden bir gün sonra Kürt basın-yayın kurumlarının ve Kürt gazetecilerinin bir kez daha hedef alınmasını tesadüfi bir durum olarak görmediğimizi belirtmek isteriz. Aynı şekilde bu operasyonları siyasal süreçten bağımsız ele almak da bir yanılgı olur. Öyle görünüyor ki 31 Mart yerel seçimlerinden ortaya çıkan tabloyu hazmedemeyen siyasal iktidar siyaseten yaşadığı tıkanıklığı bir kez daha Kürt halkına yönelerek aşmayı planlıyor. Bunun ilk ayağı da her zaman olduğu gibi Özgür Basın çalışanlarına ve medya organlarına yönelmek oldu” denildi.
Operasyonların kınandığı açıklama da şu ifadeler yer aldı: “Gazetecilik faaliyetlerine yönelik gerçekleşen saldırıların Avrupa’ya kadar uzanması, düşünce ve ifade özgürlüğü ile her zaman kendini öven bir Avrupa ülkesinin bugün meslektaşlarımızı hedef alan saldırılara payende olması bizler için kaygı verici bir durumdur. Bu aynı zamanda Avrupa’nın demokrasi, düşünce ve ifade özgürlüğüne yaklaşımının tartışmaya açık olduğu anlamına da geliyor. Bu doğrultuda; gerçekleşen operasyonlar karşısında sessiz kalmayacağımızın altını çizmek istiyoruz.
Şunun bilinmesini isteriz ki; savaş politikaları başta olmak üzere demokrasi ve özgürlükleri hedef alan tüm politikaları gazetecilik faaliyetlerimizin kutsal bir gerekliliği olarak teşhir etmeye, toplumu hakikatle buluşturmaya devam edeceğiz. İktidar odaklarına sesleniyoruz; bilin ki bu saldırılar özgür basın emekçilerini yıldıramaz. Artık bu tarz yönelimlerden vazgeçin. Bu nedenle gözaltına alınan meslektaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını talep ediyor, gerçekleri açığa çıkarma mücadelesi yürüten tüm gazeteci arkadaşlarımızla dayanışma çağrısı yapıyoruz.”
(HABER MERKEZİ)